Fransa Baltayı Taşa Vurdu, Daeş İle İşbirliği Belgelendi!
Mart 2011, Suriye için olduğu kadar Ortadoğu için, hatta Avrupa için keskin bir viraj. Bu herkesin malumu. Esed gerçeği ve nihai sonuçları ortada. Fakat bu dönemde başlayan çıkar odaklı ilişkiler yumağını ve bugün ortaya saçılan Fransa DAEŞ ilişkisini bir çoğumuz bilmiyoruz. O halde, Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de, Dağlık Karabağ’da Türkiye karşıtı politika ve propaganda yürüten Fransa’nın bu kirli ilişkilerini kısaca anlatalım.
Fransa’ya ait pek çok firma fabrikalarını kapatmak zorunda kaldı
Suriye’de iç savaş başladığı dönemde Fransa’ya ait pek çok firma fabrikalarını kapatmak zorunda kaldı. Fransız petrol ve doğalgaz devi “Total”, dünyanın üçüncü peynir üreticisi “Bel”, sağlık için gaz ve teknoloji üreticisi “Air Liquide” gibi şirketler faaliyetlerini süresiz olarak durdurmak zorunda kaldı. Suriye’de yıkım devam ederken bu krizden etkilenmeyen bir firma vardı; dünyanın bir numaralı çimento üreticisi Fransız Lafarge.
Fransız şirketi Lafarge faaliyetlerine devam etti bu ancak IŞİD’le yapılan bir anlaşmayla mümkündü
Suriye’de faaliyet gösteren pek çok şirket kontak kapatırken Lafarge faaliyetlerine 2014 yılına kadar aralıksız olarak devam etti. 2011-2013 yılları arasında Suriye’de Lafarge Güvenlik Şefi olarak çalışan Jacob Wærness, 2014 yılında “Lafarge tesisi çalışır vaziyette tutmak istedi, sahamızı korumanın en iyi yolu buydu.” şeklinde ilginç bir açıklama yaptı. O dönemde tesisi çalışır vaziyette tutmak, çalışanlara baskı yaparak esaret veya ölüm tehdidiyle baş başa bırakmak demekti. Çünkü tesisin konumu IŞİD’in kalesi haline gelen Rakka’ya 90 kilometreden az bir mesafede bulunmaktaydı. Lafarge’ın faaliyetlerine devam etmesi ancak IŞİD’le yapılan bir anlaşmayla mümkündü, ki öyle de oldu. Waerness, Pandora’nın kutusunu açan isim oldu aynı zamanda. Fransız Lafarge şirketinin IŞİD’le kirli ilişkileri, Waerness’ın Paris Charles de Gaulle havalimanında tutuklanmasıyla 2016 yılında soruşturulmaya başlandı. PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından sunulan rapora göre Lafarge’ın, Temmuz 2012 ile Eylül 2014 arasında Suriye’deki bazı yerel gruplara 12,9 milyon € ödediği iddia edildi. Ardından 2014 yılına kadar çalışır vaziyette olan Celabiye’deki Lafarge fabrikasında tesis müdürü olan Frederic Jolibois’nın mail kayıtları ortaya çıktı. Fredric’in mail kayıtlarında, “Münbiç’ten henüz döndüm, IŞİD çalışanların listesini istiyor. İzin kağıdı için çok zorladım. Fakat kabul edilmedi. En kısa zamanda görüşmeliyiz” şeklinde ifadeler vardı. Soruşturma derinleştikçe tesise çıkan her yolu kontrol eden IŞİD’le Fransız Lafarge firması arasındaki ilişki daha da gün yüzüne çıktı. Bunun en bariz kanıtlarından biri de IŞİD sığınaklarında ve tünellerinde Lafarge’ın ürettiği çimentoların kullanılmış olmasıydı.
Lafarge’ın Fransız istihbaratıyla danışıklı hareket ettiği ortaya çıktı
Geçtiğimiz günlerde, Anadolu Ajansı’nın ulaştığı belgeler tam anlamıyla Lafarge’ın ipini çekti. Bununla da kalmadı, Lafarge’ın Fransız istihbaratıyla danışıklı hareket ettiğini belgeleriyle kanıtladı. Yayınlanan belgeler, Fransız istihbarat ve devlet kurumlarının, Lafarge’yi, terörü finanse ederek insanlığa karşı suç işlediği konusunda uyarmadığını ve bu durumu gizli tutanaklarda itiraf ettiğini ortaya çıkardı. İşte, insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olan ve her fırsatta Türkiye’yi IŞİD’i desteklemekle itham eden Fransa’nın gerçek yüzü. Ne diyelim, derdinizi mahkemede anlatırsınız…
Malik Kadir Ezber