MAM-L’nin nokta atışlarını Mavi Vatan’da da görebiliriz

Cumhuriyet tarihinin en büyük tatbikatlarından Mavi Vatan-2021 başladı. TRT’nin haberine göre çok sayıda SİHA ve İHA’nın tatbikata katılmasına dikkat çeken savunma sanayii uzmanları, yerli/milli MAM-L mühimmatının düşman hücumbotları için de kabus olabileceği görüşünde…

MAM-Lnin nokta atışlarını Mavi Vatanda da görebiliriz

Türk Silahlı Kuvvetlerinin planlı tatbikatlarından Mavi Vatan-2021 başladı. İlk olarak 2019’da yapılan ve bu yıl ikinci kez düzenlenen tatbikatın en önemli detaylarından biri de senaryoya dahil edilen silahlı-silahsız insansız hava araçlarının yoğunluğu oldu.

Aslında bu durum yeni bir dönemin de ilk taşlarından biri olarak kabul edilebilir. Öyle ki yakın zaman önce açıklanan ABD Deniz Kuvvetleri strateji belgesinde ‘insanlı ve insansız unsurlardan oluşan hibrit filolar’ tezi oldukça kapsamlı bir şekilde ele alınmıştı.

Türk donanması geleceğin yol haritasını çiziyor

Söz konusu alanda yayımlanan makaleler sadece ABD’nin değil Çin gibi deniz kuvvetlerini giderek güçlendiren ülkelerin de bu tür bir yönelim içinde olduğunu gösteriyor. İşte Türkiye’nin böyle bir dönemde son derece geniş kapsamlı bir tatbikat yapması ve dünya genelinde adından söz ettiren yerli/milli SİHA’larını bu programın içine dahil etmesi de Türk donanmasının geleceğin yol haritasını çizdiği izlenimini oluşturuyor.

Tatbikat kapsamında Deniz Karakol Uçakları da farklı görevler icra edecek. Foto: AA

Teşhis için çok kritik

Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan’ın TRT Haber’e anlattıklarına göre insanlı ya da insansız hava araçlarının Deniz Kuvvetleri için anlamı son derece büyük…

Denizlerdeki harekatlarda en kritik aşamalardan birinin sudaki cismi ‘teşhis’ edebilmek olduğunun altını çizen Doğan, Türkiye’nin Ege ve Akdeniz gibi tansiyonun bir anda çok yükselebildiği yerlerde bu kabiliyeti kazanmasının önemli olduğu görüşünde.

“Mavi Vatan Tatbikatı İHA ve SİHA’ların gelecek dönemde deniz unsurlarıyla ortak çalışma zeminini daha da güçlendirecek” diyen Kadir Doğan’a göre denizde radarla gördüğünüz ve sizi zorlayacak hedefleri SİHA ve İHA’lardan gelecek detaylı görüntülerle kimliklendirmek kritik bir eşik.

Riskler en aza inecek

Kadir Doğan’ın bu noktada üzerinde durduğu bir diğer konu ise SİHA ve İHA kullanımının riskleri en aza indirmesi oluyor.

Bu tür teşhisler için helikopterler, deniz karakol uçakları hatta kritik anlarda Hava Kuvvetlerine bağlı jetlerin kullanıldığını anımsatan Doğan, şöyle devam etti:

Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan.

“Tabii burada insan faktörü devreye giriyor ve sizin personelinizin hayatı söz konusu oluyor. Bu nedenle de sizi sınırlandıran limitler, zorluklar, sorumluluklar bulunuyor. İşte SİHA ve İHA kullanımı bu sorunları minimize ediyor. Böylece, karada harikalar yarattığına defalarca şahit olduğumuz SİHA ve İHA’lar Deniz Kuvvetleri için de ‘yük hafifleten’ kritik bir unsur haline geliyor.”

SİHA’ların müşterek çalışma yapısı denize uyarlanabilir

Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadaki çeşitli zorlukların da etkisi ile dünyada insansız hava araçlarını en yoğun ve etkin olarak kullanan ülke konumunda bulunduğunu kaydeden Kadir Doğan, Bahar Kalkanı Harekatı’ndaki başarının akıldan çıkmaması gerektiğine işaret ediyor.

Buradan çıkarılan dersler ve kazanılan kabiliyetlerin denizlere de farklı yansımaları olacağını anlatan Doğan, “Özellikle Deniz Kuvvetlerinin gelecek projeksiyonu ve devam eden çalışmaları da bunu destekler nitelikte… Öyle ki Genesis-Advent gibi savaş yönetim sistemleri, ULAQ gibi insansız deniz araçları ve çeşitli veri bağı kabiliyetleri, insansız hava araçlarının bu deniz sistemleri ile müşterek çalışması ve etkinliklerinin artması için ciddi bir atılım var” dedi.Deniz Kuvvetleri Komutanlığı farklı SİHA'ları bünyesine kazandırmaya devam ediyor.

Savaş uçakları ile koordineli hareket edebilir

Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan’a geçtiğimiz günlerde Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı’nın Hava ve Deniz Kuvvetlerine teslim edileceğine dair haberleri hatırlatıyoruz…

“Akıncı sahip olmasını beklediğimiz kısmi hava harbi kabiliyetleri ile diğer hava harbi yapacak unsurlarımızın yanında çok ciddi bir avantaj sağlayacak” diyen Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKINCI hava harbi kabiliyeti olan diğer uçan unsurlarımız düşünüldüğünde daha ‘feda edilebilir’ bir araç. SATCOM sistemiyle yüksek irtifada uzun süre havada kalabilmesi önemli. Bu özellikler onun daha yoğun keşif/gözetim ve devriye görevlerini başarıyla tamamlaması anlamına geliyor.

Avustralya Ordusu için Boeing firması ‘Loyal Wingman’ isimli bir proje üzerinde çalışıyor. Bu sistemi kabaca; insanlı savaş uçaklarının yanında uçup onlarla ortak görev icra edebilecek insansız hava araçları olarak tanımlamak mümkün.

AKINCI gelecek dönemde tıpkı bu projede olduğu gibi bizim insanlı savaş uçaklarımızla ortak görevlere çıkabilmeli, onlara aynı kolda eşlik edip ‘takım’ olabilmeli. Böyle bir yaklaşım ortaya konabilirse Türkiye’nin kara, hava ve deniz kuvvetlerinde çok büyük bir çarpan etkisi olacağı muhakkak. Bunları başarabilirsek Türkiye’nin çok farklı bir lige çıkacağını söylemek yanlış olmaz.”AKINCI'nın gelecek yıllarda insanlı savaş uçaklarıyla ortak görevler icra edebilmesi bekleniyor.

MAM-L denizlerde de tarih yazabilir

SİHA denince akla gelen ilk mühimmat ‘tank avcısı’ olarak bilinen MAM-L mühimmatı oluyor. Adeta tarih yazan bu mühimmatın Mavi Vatan’da da kullanılabileceğini anlatan Kadir Doğan, “Menzili 15 kilometre olan ve hedef aldığı hücumbotları batırmasa da denklem dışı kalmasını sağlayabilir. ROKETSAN’ın geliştirmeleri devam ediyor. Deniz sistemlerine karşı MAM-L gibi mühimmatların kullanılması için birçok geliştirme faaliyetleri yürütülüyor. MAM-L’den elde edilen kabiliyetlerin deniz sistemlerine karşı etkin olabilecek çeşitli mühimmatların geliştirilmesine sağlayacağı katkı sürpriz olmaz” dedi.

 

KAYNAK: https://www.trthaber.com/haber/gundem/mam-lnin-nokta-atislarini-mavi-vatanda-da-gorebiliriz-560828.html

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer

KÜRESELLEŞMENİN İKİ YÜZÜ: BİR DÜNYA, İKİ GÖRÜŞ

Dünya giderek daha küçük bir yer haline geliyor; iletişim sınırları aşıyor, sınırlar ötesi ticaret gelişiyor. Ancak bu küresel fenomenin etkileri karmaşık ve farklı boyutlarda hissediliyor. Kimileri, bu gelişmeyi sınırsız fırsatlar olarak görüyor; kimileri ise bu hızlı değişimin getirdiği sorunlara işaret ediyor. Küreselleşmeyi destekleyenler, bu olgunun dünya ekonomisinin büyümesine olanak sağladığını, farklı kültürlerin birbirini daha iyi […]

EKONOMİK DALGALANMALARIN İZİNDE: DÜNYANIN KRİZLE DANSI

Dünya sahnesinde, ekonomik dalgalanmalar adeta karmaşık bir dansın ritmini oluşturuyor. Bu dansın bir yüzünde umut ve fırsatlar, diğer yüzünde ise endişe ve sıkıntılar yer alıyor. Bu dalgalanmalar, tıpkı okyanus dalgalarının kıyıya vuran ritmi gibi, insan hayatını etkiliyor. Birçok insanın geleceğine dair umutlarını, planlarını ve hatta yaşamlarını etkileyen bu ekonomik krizler, sadece tablolar ve grafiklerle değil, […]