Dünden Bugüne Robotik Bilimi

Belirli bir fiziksel görevi düzenli olarak yerine getirmek için tasarlanan mekanik aletlerin ilk örneklerinden biri, M.Ö. 3000 civarında yapıldı. Mısır, su saatleri ve saat çanlarını çalmak için insan figürlerini kullandı. M.Ö. 400’de uçabilen tahta bir güvercin icat edildi. 1700’lü yıllara kadar dâhice ama pratik olmayan pek çok robotik tasarımlar yapıldı.

Tarih boyunca bu icatlar modern robotlar için ilk ilham tohumlarını atmış olsa da, 20. yüzyılda robotik alanında yapılan bilimsel ilerleme, önceki gelişmeleri bin kat geride bırakıyor.

İlk insansı robotların bundan tam 800 yıl önce Anadolu’da yapıldığını biliyor muydunuz?

Robotik bilimi denildiğinde ilk akla gelen kişi sibernetiğin öncüsü sayılan El-Cezeri’dir. Cezeri, bugün dünyada robotik biliminin babası olarak kabul ediliyor. Sibernetik alanının en büyük dâhisi olarak kabul edilen, fizikçi, robot ve matris ustası El-Cezeri 1153 yılında Cizre’de doğmuş ve teknoloji dünyasında çığır açmıştır.

Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap adlı eserinde çalışmalarını ortaya koyan Cezeri, 50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma olanaklarını çizimlerle göstermiştir.

Cezeri, ilk insansı robotun mucididir. El-Cezeri’nin bir robot yaparak Artuklu hükümdarına takdim ettiği ve otomatik olarak çalışan ve kendi kendine bazı hareketler yapan bu aletin, dünya tarihinin ilk insansı robotu olduğu tahmin edilmektedir.

İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı geliştirdiği saatte kullanan Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştır.

Cezeri, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacuar’ın otomatik dokuma tezgâhından yaklaşık 600 yıl kadar önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirmiştir. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra, su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezeri’nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır.

Cezeri’nin ardından bu alanda çalışmalar yapan kişi Leonardo Da Vinci’dir. Da Vinci’nin Cezeri’nin kitaplarından etkilendiği belirtilmektedir.

Floransa’da yaşamış Rönesans’ın büyük ressam ve heykeltıraşlarından kabul edilen Leonardo Da Vinci’ye ait 1495 yılında tasarlandığı sanılan savaşçı makine kayıt altına alınmış bir başka robotik örnektir. 18 ve 19. yüzyıla gelindiğinde robotik sistemler sarayların zenginlik göstergesi olmuştur.

İlk modern robotlar 1950’li yıllarda geliştirilmeye başlanmış, endüstriyel robotik sistemlerin patentleri 1960’larda alınmaya başlanmıştır.

Robotik endüstrisi o günden bu yana her geçen gün gelişiyor. Bu eğilimin önümüzdeki yıllarda katlanarak artması bekleniyor.

2015 yılında 1,5 milyon olan robotik iş gücü 2020’de 2,85 milyona ulaştı.

Robotik kavramının kültürel olarak da benimsenmesiyle birlikte kullanım alanı gelişmekte, günlük hayatta daha çok karşılaşılan nesnelere dönüşmektedir. Dahası yapay zekâ alanındaki çalışmaların robotik teknolojiyle entegrasyonu üzerine projeler üretiliyor.

Önümüzdeki yıllarda makine öğrenimi, nesnelerin interneti ve yapay zekâyla birlikte robotların bir üst lige çıkması artık sır değil.

Robotik teknolojilerin kullanım alanları

Endüstriyel robotlar

Dünya üzerinde milyonlarca robot endüstri tesislerinde çalışıyor.

Robotik sistemler, emniyet ve hassasiyet parametrelerinin standartlara uygun hale gelmesinde etkin rol oynamıştır. Endüstriyel robotlar, üretimde kullanılan robotlardır. Otomotiv sektöründe araç üreten robotlar olduğu gibi, tohum ekip sebze yetiştiren robotik sistemler de mevcut.

Tehlikeli çalışma koşullarında işçilerin yerini alarak güvenliği sağladıkları gibi, işçi maliyetini azaltarak daha karlı ve hızlı üretim yapmak amacıyla da kullanılıyorlar.

Operasyonel robotlar

Bunlar, insanların çalışmasının tehlikeli ya da imkânsız olduğu durumlarda çalışan, genellikle uzaktan kumanda ile kontrol edilen robotlardır.

Güvenlik ve savunma amaçlı kullanılan bu robotlar, özellikle yüksek radyasyonun bulunduğu alanlarda, göçük riskinin bulunduğu maden sahalarında, mayınlı bölgelerde veya uzay hakkında araştırma yapmak amacıyla kullanılmaktadır.

Örneğin NASA’nın Mars’a gönderdiği robotik InSight uzay aracı, kızıl gezegendeki depremleri ve manyetik alanı ölçerek, Mars’ın jeolojik yapısını keşfediyor. Bunun yanında robot, 3 ila 5 metre derinliğe inecek bir sonda ile Mars toprağı hakkında bilgi ediniyor.

Tıbbi amaçlı kullanılan robotlar

Sağlık alanında kullanılan bu robotlar yüksek hassasiyetleri nedeniyle cerrahi operasyonlarda yaygın olarak kullanılıyor.

Öyle ki cerrah elinden daha hassas bir kabiliyete sahip olmaları ve boyutlarının küçük olmasından dolayı hacimli alanlarda işlevsel olmaları önemli bir avantaj sağlıyor.

Ayrıca, fizik tedavi ve iyileştirme amacıyla kullanılan robotlarla felçli hastaların tedavilerinde etkili sonuçlar elde edilebiliyor.

Sibernetik robotlar

Hem dış görünüş olarak, hem de yapay zekâ sayesinde davranışsal olarak insanlara benzetilmeye çalışılan robotlardır.

İnsansı ve sosyal olan bu robotlar, artık toplumda daha çok kabul görmeye, insanlarla etkileşime girmeye ve basit ev işlerini yapmaya yardımcı olmaya başlamıştır.

Lojistik alanında kullanılan robotlar

Ulaşım alanında kullanılan bu robotlar, lojistik destek sağlayan robotlardır.

Son zamanlarda üzerinde çalışılan sürücüsüz otomobiller ulaşım alanındaki robotların en iyi örneklerindendir.

Tesla ve Google’ın belli bir aşamaya kadar getirdiği otonom sürücüsüz robot araçlar pek yakında yollara çıkacak. Bu alanların dışında tarım ve hayvancılık, eğitim ve araştırma, eğlence ve hizmet sektörlerinde de robotlar yaygın olarak kullanılmaktadır.

2022’de 130 milyon yeni iş imkânı doğması, bunun 70 milyonunu robotların alması bekleniyor.

2019-2025 yılları arasında, 9 trilyon dolar değerindeki bilgi çalışanı piyasasının üçte ikilik bölümünün, insanlarla makineler arasındaki görev dağılımında yaşanan değişimden etkileneceği öngörülüyor.

Yapılan araştırmalara göre şu an mevcut işlerin ortalama yüzde 71’ini insanlar, yüzde 29’unu ise makineler üstleniyor.

Bu dağılımın 2025 yılına kadar yüzde 48’ine karşılık, yüzde 52 oranında makineler tarafına kayacağı tahmin ediliyor.

İlhan Talha

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer

TORYUM: GELECEĞİN ENERJİ HAZİNESİ VE TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ

Toryum Nedir ve Ne İşe Yarar? Toryum, ileri teknolojiler ve geleceğin enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip olan bir elementtir. Kimyasal olarak radyoaktif bir metal olan toryum, doğada uranyumla birlikte bulunur ve nükleer enerji üretiminde önemli bir rol oynar. Ancak, toryumun kullanımı yalnızca nükleer enerjiyle sınırlı değildir. Yüksek termal iletkenlik, yüksek erime noktası ve […]

SUUDİ ARABİSTAN’IN NEOM PROJESİ: GELECEĞE YÖNELİK BÜYÜK VİZYON

Suudi Arabistan, büyüleyici bir vizyonla ön plana çıkan NEOM Projesi ile dikkatleri üzerine çekiyor. Bu heyecan verici proje, ülkenin kuzeybatısında gerçekleştirilen devasa bir kalkınma hamlesi olarak karşımıza çıkıyor. NEOM, sadece bir şehir inşa etmekten daha fazlasını hedefleyen bir yolculuğa atılmış durumda. Sürdürülebilirlik, inovasyon ve ekonomik büyüme temelleri üzerine inşa edilen bu proje, Suudi Arabistan’ın geleceğini […]