ABD VE ÇİN ARASINDA GÜNEY ÇİN DENİZİ GERİLİMİ YENİDEN YÜKSELİŞE Mİ GEÇİYOR
Joe Biden’in başkan seçilmesinin ardından Avustralya, Japonya ve Güney Kore liderleriyle ayrı ayrı görüşmesi ve Asya-Pasifik bölgesine önem verilmesini vurgulamasının ardından Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında uzun süredir devam eden Güney Çin Denizi merkezli gerilim yeniden gündeme oturdu.

Trump döneminde neler yaşanmıştı ?
Daha önce Güney Çin Denizi’ne ilişkin dair açıklamalar yapan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’in bu bölgede verdiği sözlere aykırı hareket ederek Güney Çin Denizi’ni silahlandırdığını ifade etmişti.
Ayrıca bu nedenle bölgede Çin’e karşı hak talebinde bulunan Vietnam ve Malezya gibi ülkelerin daha sert bir şekilde desteklenerek ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki sınırlara dair tutumunda değişikliğe gidileceğini belirten Pompeo, bu ülkelerin taleplerini “yasal ve uluslararası hukuka uygun” olarak nitelendirirken, Çin’in taleplerini “yasadışı” olarak tanımladı.
Tartışmaların merkezindeki Güney Çin Denizi üzerinde hak iddia eden ülkeler Vietnam, Malezya, Tayvan, Brunei ve Filipinler. Çin ise, “9 tire çizgisi” olarak adlandırdığı bir hat ile bu ülkelerin egemenlik alanlarını da kısmen içinde barındıran bir bölge oluşturarak burada hak iddia ediyor.
Gemi ticaretinin yanı sıra petrol ve doğalgaz zenginliği nedeniyle büyük önem taşıyan Güney Çin Denizi’nde ABD ve Çin arasında adeta güç savaşı yaşanıyor.
Dünya gemi ticaretinin yaklaşık dörtte biri bu bölge üzerinden sağlanırken, bölgede yaklaşık 28 milyar varillik petrol ve doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor.
ÇİN, yapay adalarla hakimiyetini güçlendirme peşinde
Çin, bu bölgede yapay adacıklar oluşturarak askeri üs kuruyor, Hava ve Deniz Kuvvetleri yoluyla hakimiyetini perçinlemeyi amaçlıyor. Bu adalara konuşlandırılan askeri teçhizatlar arasında uzun menzilli füze rampaları da bulunuyor.

Buna karşın ABD, bölgedeki diğer ülkelerin yanı sıra Fransa ve İngiltere gibi müttefiklerle de yoğun olarak tatbikatlar düzenliyor.
Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri onlarca askeri üs ile Çin’in hakimiyet kurmak istediği bu bölgeyi çevrelemiş durumda.
Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Çin’e karşı “yeni ittifaklar” çağrısında bulunurken, Avustralya da Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarını reddeden ülkeler arasına katıldı.
2016 yılında Çin’in talepleri nedeniyle Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’ne başvuran Filipinler de bölgedeki ihtilaflı adalara yeni yapılar inşa ederek Çin’e güçlü bir mesaj veriyor.
2016 yılındaki başvuruyu değerlendiren Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi, Çin’in taleplerinin yasadışı olduğunu vurgulayarak bu bölgede Çin tarafından Münhasır Ekonomik Bölge ilan edilmesini uluslararası hukuka aykırı olarak nitelendirmişti.

GÜNEY ÇİN DENİZİ’NDE DURUM DAHA DA KIZIŞACAK
Hem Çin hem de ABD bölgedeki yoğun askeri tatbikatlarına devam ederek güç gösterinde bulunuyor. Yaşanan gelişmeler, önümüzdeki günlerde Güney Çin Denizi’nde gerilimin daha artacağını gösteriyor. Zirâ hem Çin, hem de ABD, bölgedeki askeri varlıklarını ve operasyonlarını artırıyor.
Her ne kadar iki ülkedeki askeri yetkililer iletişim yolu ile gerilimi düşürmeye çalışsada, siyasi gelişmeler bölgedeki gerilimin artacağına işaret ediyor.
ABD, geçtiğimiz sene bölgedeki seyir özgürlüğü operasyonlarını önceki senelere göre ikiye katlayarak 10’a çıkardı.
Uzmanlara göre askeri bir çatışmada Çin, Güney Çin Denizi üzerinde hak iddia eden diğer ülkeleri kolayca yenilgiye uğratabilir.Bu durum, Çin’i böyle bir seçeneğe başvurmaya itiyor.
Ayrıca bir diğer nokta, ABD ile gittikçe kapanan askeri teknoloji farkı. Kapanan bu fark, Çin’i bölgedeki hak iddialarını askeri seçenek ile pekiştirmeye yöneltiyor. Çin yönetiminde ABD’nin bile kendilerini durduramayacağı algısının oluşması, bölgeyi tehlikeli bir çatışmaya sürüklüyor.
Çin’in diplomatik çözüm önerilerini reddetmesi ve ABD’nin bölgeden petrol ve gaz geçişine verdiği önemin daha da artması, çatışmayı körüklemesi muhtemel diğer faktörlerden.

Güney Çin Denizi’nde 2,5 trilyon dolar keşfedilmemiş enerji kaynağı olduğunu ifade eden ABD, bu bölgeyi Çin’e bırakmaya niyetli değil. ABD’nin Çin Ulusal Petrol Şirketi’ni yaptırım listesine alması, gerilimi artıran ve çatışma riski doğuran bir diğer unsur oldu.
Öte yandan Joe Biden’in başkan seçilmesi ile birlikte bölgede çatışma riskinin daha da yükseleceği endişeleri ortaya çıktı.
Biden ekibindeki çok sayıda yetkili, Çin Devlet Başkanı Xi’nin Başkan Obama’ya 2015 yılında Güney Çin Denizi’ni militarize etmeyeceklerini dair söz verdiğini hatırlatıyor. Bu nedenle Obama döneminde verdiği sözleri tutmayan Çin’e karşı Biden yönetiminin son derece sert bir tavır sergilemesi bekleniyor. Ayrıca Joe Biden’in ABD müttefiklerini de bölgeye dahil edeceği ve Çin’e karşı çok daha güçlü bir birlik oluşturacağı ifade ediliyor.
İngiltere gibi güçlü ABD müttefiklerinin de bölgeye dahil olması, Çin ve Batı arasında geniş çaplı bir askeri çatışmanın habercisi olarak değerlendiriliyor.
Son olarak ABD, yeni bir adım atarak USS Theodore Roosevelt uçak gemisini 23 Ocak’ta beraberindeki diğer savaş gemileri ve savaş uçakları ile birlikte Güney Çin Denizi’ne sevk etti.
USS Theodore Roosevelt uçak gemisi ile birlikte kruvazörler, destroyerler ve aralarında F-18’lerin de bulunduğu savaş uçakları bölgeye girdi.

ABD Pasifik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada USS Theodore Roosevelt Görev Grubu’nun “rutin operasyonlar ve seyir özgürlüğünü güvence altına alacak faaliyetler” için Güney Çin Denizi’ne intikal ettiği belirtildi.
ABD’nin 23 Ocak’ta Güney Çin Denizi’nde sevk ettiği USS Theodore Roosevelt uçak gemisi, 25 Ocak’ta Scarborough Mercan Adası’nın 25 deniz mili (46 km) batısında seyrederken görüntülendi.


ABD’nin bu son adımı, Çin’in 23 Ocak tarihinde ABD’nin bölgedeki müttefiklerinden Tayvan’ın hava sahasını çok sayıda uçakla ihlal etmesi sonrası geldi.
Tayvan Savunma Bakanlığı’ndan 23 Ocak’ta yapılan açıklamada Çin’e ait 8 bombardıman uçağı ve 4 savaş uçağının Tayvan hava sahasını ihlal ettiği, bu nedenle hava savunma sistemlerinin aktif hale getirildiği ifade edildi.
ABD uçak gemisinin Güney Çin Denizi’ne girmesine rağmen Çin’in hava sahası ihlalleri sona ermedi. Çin bu kez de 24 Ocak’ta 13 uçak ile Tayvan hava sahasını ihlal ederek gerilimin yeniden yükselmesine neden oldu.
Çin, 26 Ocak’ta 4 uçak ile Tayvan hava sahasını yine ihlal etti. Ayrıca Güney Çin Denizi’ndeki Tonkin Körfezi’nde 27 – 30 Ocak tarihleri arasında tatbikat düzenleyeceğini duyurdu. Tatbikat her ne kadar kısa süreli ve küçük bir alanda olsa da, ABD’ye bir mesaj olarak değerlendirildi.
Çin Savunma Bakanlığı sözcüsü, bu ihlallerle ve tatbikatlarla ilgili, “Çin ordusunun Tayvan Boğazı’ndaki faaliyetleri, dış müdahele ve provokasyonlara tek cevap” dedi.
Ayrıca Tayvan’ın bağımsızlığını isteyenlerin “sadece bir avuç insan olduğu” ifade edilirken, Tayvan’ın bağımsızlığının “savaş” anlamına geleceği vurgulandı.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, bu yorumu “talihsiz” olarak nitelendirdi.

Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ABD’nin Güney Çin Denizi’ne uçak gemisi göndermesi kınandı. ABD’nin “gövde gösterisi yapmak için” sık sık gemilerini ve uçaklarını bölgeye gönderdiği belirtilirken, bu durumun “barış ve istikrar için iyi olmadığına” vurgu yapıldı.
Çin’in Tayvan hava sahasını ihlalleri devam ederken, her iki cephede de tatbikatlar hız kesmeden sürüyor.
Çin Savunma Bakanlığı, Güney Çin Denizi’nde 31 Mart’a kadar sürecek olan tatbikata start verdi. Açıklamalarda bulunan Çin Savunma Bakanlığı, “Çin’in bölgede barış ve istikrarı korumaya kararlı olduğunu ve yabancı güçlerin seyahat özgürlüğü ismi altında bölgede askeri yığınak yapmasına karşı çıktıklarını” ifade etti.
Öte yandan Çin’e ait 10 bombardıman uçağı, Güney Çin Denizi’nde su üstü hedeflere yönelik saldırı tatbikatı gerçekleştirdi. Çin’e ait uçaklar sık sık Tayvan hava sahasını ihlal etmekle birlikte bölgede uçarak gövde gösterisi gerçekleştiriyor.
Tayvan ise Çin’in tatbikat düzenlemesi üzerine füze testleri yapacağını duyurdu. Tatbikat sırasında 600 km menzili olan seyir füzeleri kullanılırken, bu füzelerin Çin’i vurabilecek kapasiteye sahip olduğu da belirtildi. Tayvan Silahlı Kuvvetleri, düzenli olarak füze testleri yapıyor.
Çin, Washington’da endişeye neden olan bir hamleye imza atarak Sahil Güvenlik birliklerine “Güney Çin Denizi’ne yasadışı olarak giren gemilere karşı güç kullanma yetkisi” veren bir tasarıyı kabul etti. ABD Dışişleri Bakanlığı, Çin’i güç kullanma konusunda uyardı.
ABD’nin yanı sıra ABD’nin müttefikleri de bölgedeki varlıklarını artırmaya yönelik adımlar atmayı sürdürüyor. Almanya’nın Ağustos ayında Asya’ya göndermeyi planladığı bir fırkateyn, dönüş yolunda 2002 yılından bu yana Güney Çin Denizi’nden geçen ilk Alman fırkateyni olacak. ABD, Almanya’nın bu adımını memnuniyetle karşıladığına dair açıklama yaptı.
Bir diğer ülke ise Fransa. Fransa Deniz Kuvvetleri’ne bağlı iki fırkateyn ve SNA Emeraude nükleer denizaltı, Güney Çin Denizi’nden geçerek adeta gövde gösterisi yaptı.
Güney Çin Denizi her gün karşılıklı sert açıklamalara ve askeri hamlelere sahne oluyor. Gerilimin dozu, yeni aktörlerin de dahil olması ile birlikte her geçen gün daha da fazla artıyor…
- Aydın Öztürk
- Bedrettin Bölükbaşı